27 Ocak 2012 Cuma

Hakkımda 2'şer Gerçek

Bu bir mim değil, ama başlık yakıştı :) Günlük hayatta karşılaştığım ve de sinir olduğum iki şeyi paylaşmak istiyorum.. Aramızda farkında olmadan böyle yapanlarımız varsa kulağına küpe etsin lütfen :)


- Toplu taşıma araçlarında, aslında bundan kastım işyeri servislerinde, cep telefonundan-ipodundan ya da her ne ise ondan kulaklıkla müzik dinleyen insanlar, lütfen sesi dışarıya vermeyen iyi bir kulaklık alın ya da daha kısık seste dinleyin! Sabahın 7'sinde herkes sizinle aynı frekansta, bangır bangır eller havaya müzikleri dinlemek zorunda değil.. İnsanlar fellik fellik senden uzak bir yere oturmak için çaba sarfediyorsa, üzerine alın lütfen biraz demi ama..


- Gelelim ikinci sinir krizi konusuna.. Yaya geçidinin kenarına gelmeme rağmen, beni görünce daha da hızlanan gerizekalı sürücü! Oturduğun semte ve arabanın modeline bakılırsa çok yüksek ihtimalle Avrupa kentlerinden birine gitmişsindir. Sadece ot gibi gidip gelmişsin gerçekten de! Karşıdan karşıay geçmede hiç problem yaşadınmı oralarda? Hatta sen "enayiler yaya geçidinde duruyorlar" diye küçümsemişsindir bide.. Keşke hediyelik eşya dolduracağına çantana, medeniyetten biraz ders alsaydın!


Bu iki konuda acayip canımı sıkıyor.. Özellikle birincisi, uyarılmasına rağmen hala bu şekilde davranmaya devam eden insana ne denir ki daha ? Umarım taşınır da başka bir servise geçer ;) Neyse gelelim benim 2 takıntıma.. Takıntı mı denir bilmiyorum ama kendimi bakmaktan da almaktan da alıkoyamadğım 2 şey var..

- Birincisi, rengarenk ve desen desen peçeteler.. Dayanamıyorum güzel/değişik bir peçete görünce alıyorum.. Daha önce bir siteden bahsetmiştim, çeşit çeşit bir sürü peçete arasında kendimi kaybediyorum resmen :) Evde bir sürü paketi henüz açılmamış peçete var, yenilerini almamak için kendimi zor tutuyorum diyebilirim. Çocuklu gelen misafirler için ördekli, kardan adamlı; çaya-kahveye gelenler için ayrı, yemeğe gelenler için ayrı derken bir sürü bahane bulabiliyorum almak için ;)

- Gelelim takılı kaldığım ikinci konuya :) Birbirinden renkli birbirinden güzel nevresimler.. Annemin çeyizde yaptırdıkları, benim nişanlıyken aldıklarım sayesinde neredeyse bir dolap dolusu nevresimimiz var çeşit çeşit renk renk.. Yine de kendimi alamıyorum nevresim bakmaktan, inanılmaz güzel modeller çıkıyor her sezon. Ama öyle her nevresimi almam yine de, belli markalarınkileri tercih ederim, kumaşına bakarım, yumuşak mı, sağlıklı mı falan.. Ondan sonra gelsin renkler, birbirinden şık desenler.. Aklım kalıyor wallai ;)
Bu kadar cıvıl cıvıl renklerden sonra, cıvıl cıvıl bir haftasonu diliyorum herkese.. Dışarıda kar yağıyor lapa lapa ve her yer bembeyaz, keyfini sürmeniz dileğimle ;)


I become irritated two things. One of them when we are coming to work by shuttle bus, someone listens to music loudly. I hate this situation because I want to sleep during the way in the mornings L Another bad thing is about the traffic.. Generally, Turkish drivers don’t stop on pedway. They drive faster when they see some pedestrians by the side of the pedway.. I don't know what bothers me more, both of them are irritative L

Now, I want to mention about my two ambitions. One of them is buying napkins. Yes, I can’t stand to buy it when I see various, multicolored napkins.. There are different type napkins at home; for dinner, for tea time, for breakfast..

My other ambition is bedlinen.. I usually buy bedlinens by certain brand. I feel better when patterned and colorful bedlinens are on the bed J My mother gave me a lot of bedlinens when I got married, it is called “Çeyiz” in Turkish. So there are lots of bedlinens at home, but I still want to buy  one more, one more, one more.. I adore colorful and cheerful things at home J

Have a nice weekend.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Bugünlerde Ben ve The Help

Merhaba arkadaşlar.. Bu aralar blogla pek ilgilenemiyorum, biliyorsunuz yeni bir bölüme geçtim işyerinde. Günler epey yoğun geçiyor o nedenle, yarım gün yeni bölümde yarım gün eski bölümümde çalışmaya başladım. Bedenende, beyin gücü olarakta bölünmüş durumdayım L Bu arada 2 yabancı blogdan yorum almışım, çok sevindim ve bişeye karar verdim.. Bir çok blogun altında da okuyordum, Türkçe yazdıklarını özet halinde ingilizce yazıyorlar. Sanırım bende böyle bişey yapmak istiyorum, süpper değil ingilizcem ama bu şekilde daha ilerler belki.. Blogla ilgili yapmak istediğim çok şey var aslında, yeni bi header istiyorum herşeyden önce ama vakit ayıramadım henüz nasıl yapacağımı araştırmaya.. Bilenler yardımcı olursa sevinirim J

Bu arada güzel bir film izledim haftasonu, hemen yorumlarımı paylaşmak istiyorum kısaca..

The Help (Duyguların Rengi)

Çok çok güzel bir film..  Yazmaya böyle başlamak istedim çünkü izlemenizi defalarca tavsiye edebilirim. Bugün insan hakları diye bize ahkam kesenlerin geçmişlerine bir bakmaları gerek, sinsi sinsi nasıl da soykırım yaptıklarını gösteriyor film aslında. Siyahi insanların çektikleri zulümler, yaşadıkları aşağılanmaları insanı sıkmadan, daraltmadan izletiyor film.. Bazen güldürüyor, bazen hüzünlendiriyor. Oyuncular birbirinden harika, tek bir başrol oyuncusu yok, filmde öne çıkan birden fazla isim var bence. Yardımcı oyuncularda golden globe da ödül aldı, Oscar’da da şansının olabileceğini düşünüyorum doğrusu.. IMDB notu da oldukça yüksek zaten : 8.1 Mutlaka izleyin bence :)


Hello,

Nowadays I can’t interest my blog and your blogs due to work hard. I saw two English comments and I decided to write English summary under my posts for foreign followers J I want to change my blog header. If you know how I make it, tell me please..
Last weekend I watched a film that is name "The Help". I liked it very much.
It is about black and white people relationship in 1960s. I am especially grateful to the team who provided a film that told an engaging story about human relationships with important lessons. I recommend you to watch it. The film won Golden Globe 2012 as "Best Performance by an Actress In A Supporting Role in a Motion Picture"
IMDB rate is 8.1

Bu güzel çekiilişe katılmadan edemezdim. Küçük Şeylerin hediyelerine talipseniz tıklayın..

20 Ocak 2012 Cuma

İki Güzel Film : Bridesmaids ve Midnight in Paris

Selamlar.. Haftasonunu evde geçirmeyi planlayanlara iki eğlenceli film önerim var :)

Bridesmaids (Nedimeler)

IMDB notu 7.0 olan bu film, tam romantik komedi tadında.. Ama bu filmde daha çok kadınlar arası ilişkiler ağır basıyor. Evlenme arifesinde olan Lillian (Melissa McCarthy), çocukluğundan beri en yakın dostu olan Annienin (Kristen Wiig) düğün hazırlıklarında baş nedimesi olmasını ister. Annie buna çok sevinir ama çok dişli bir rakibi vardır. Helen (Rose Byrne) bu tarz organizasyonlarda çok başarılı, herkes tarafından alkış alan biriyken; Annie ise ilişkilerinde dikiş tutturamayan, hayatta genel bir başarısızlık ruh hali ile yaşayan, orta yaş bunalımında bekar bir kadındır. Onların çekişmesi ve birbirinden enteresan diğer nedimelerin devreye girmesi ile izlenilesi bir film olmuş gerçekten :)

Midnight in Paris (Paris'te Gece Yarısı)

Bu filmle ilgili söyleyeceğim ilk şey, gezdiğiniz yerleri izlemeniz ve anıların tazelenmesi çok hoş gerçekten :) Filmin IMDB notu; 7.8.. Sonbaharda evlenmeyi planlayan nişanlı bir çift başrolde. Inez (Rachel McAdams) in babasının iş için Paris'e geliyor oluşunu fırsat bilen kızları, nişanlısını da kaptığı gibi soluğu Pariste alırlar.. Damat adayı olan Gil (Owen Wilson) in esrarengiz davranışları gözden kaçmaz. Daha önceleri Hollywood için bazı senaryolar yazan Gil, artık kitap yazmak istemektedir ve Paris'e yaptığı bu yolculuğun ufkunu açacağına inanmaktadır. Ancak her gece Paris sokaklarında kaybolması, Inez'in babasının şüphelenmesine neden olur. Gil her gece nereye gitmektedir? İzleyin ve görün diyorum ben :)

İkisi de izlemesi kolay, eğlenceli filmler :) Bakalım hangi dallarda aday olacaklar..
Şimdiden iyi seyirler ve de bol keyifli bir haftasonu diliyorum..

Sevgilerimle..

18 Ocak 2012 Çarşamba

The Ides of March ve Moneyball

Golden Globe belli olduğuna göre Oscara odaklanbiliriz. Oscara aday gösterilebilecek filmler serimize başladık izlemeye..
İşte sizin için birkaç film yorumu geliyor şimdi ;)

The Ides of March (Zirveye Giden Yol)

IMDB den 7.4 almış bu film ama benden pek geçer not almadı ne yazıkki.. Filmde ön plana çıkan şey Ryan Gosling'in (Stephen Myers) başarılı oyunculuğu. Amerikan başkanı olma yolunda yarışan iki başkan adayının rekabeti ve çalışanları arasındaki ilişkileri anlatan filmde bol bol politika, bu uğurda yapılan kirli işler, arada kalan insanların yaşam kesitleri yer almakta. George Clooney'in yönettiği ve oynadığı, oyuncu kadrsounda tanınmış birçok isim olan filmi oscar açısından dğerlendirecek olursak, ben pek şans vermiyorum. Bu arada film izlerken en çok tekrarladığım cümlelerden biri George Clooney için "bu adam çok yaşlanmış yaa" oldu..


Moneyball (Kazanma Sanatı)

Ana konusu spor olan ama tabiki altında birçok mesaj barındıran bir film. Konunun işlenişi oldukça farklı, IMDB notu 7.8 olan film 133 dk., bana biraz uzun geldi sadece..  Gazeteci-yazar Michael Lewis 'in Oakland A beyzbol takımının gerçek öyküsünü anlatan aynı isimli kitabından uyarlanan filmin başrol oyuncusu Billy Beane karakterine hayat veren Bradd Pitt. Gençliğinde yapılan iltifatlar, verilen sözler gerçekleşmeyince, hayatı değişen Billy, beyzboldan kopamamış ve takım yöneticisi olarak sahalarda yerini almış. Sahalarda demek biraz mecazi kalıyor aslında, zira kendisi maçları asla canlı izlemiyor. Spora değişik bir açıdan, masa başından, hesap kitapla katkısı olan bu yönetici elbetteki sert tepkilerle karşılaşıyor, ama o inandığı bu değerlerden vazgeçmiyor ve sonuç ne oluyor? izleyin ve görün derim ben ;)

Bu arada sevgili Fashion On Board'ın güzel çekilişine katılmak için tıklayın lütfen..

16 Ocak 2012 Pazartesi

Golden Globe 2012 - Kazananları Açıklıyorum :)

Veee Golden Globe ödülleri sahiplerini buldu. Henüz hepsini seyredemedik ama bizim hedefimiz Oscar zaten biliyorsunuz ;) The Ides of March ve Bridesmaids'izledik daha.. Onlarla ilgili yorumlarımı da ekleyeceğim yine, yakın bi zamanda umarım ;) Gecede tabiki birbirinden şık ünlüler kırmızı halı da şık şık pozlar vermişler..
Angelina her zamanki gibi çok zarif görünüyor ama değilmi?
Sofia Vergara'nın giydiği Vera Wang elbisenin rengine bayıldım. Mavi çok moda oldu geçtiğimiz yıl umarım devam eder ;)

Bu kadar moda yeter sanırım benim için ;) Bakalım Golden Globe ödüllerini kimler almış?

En İyi Film : The Descendants
En İyi Kadın Oyuncu : Meryl Streep - Iron Lady
En İyi Erkek Oyuncu : George Clooney
En İyi Müzikal/Komedi Film : The Artist
En İyi Kadın Oyuncu Müzikal/Komedi Film : Michelle Williams - My Week With Marilyn
En İyi Erkek Oyuncu Müzikal/Komedi Film : Jean Dujardin - The Artist
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu : Octavia Spencer - The Help
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu : Christopher Plummer - Beginners
En İyi Yönetmen : Martin Scorsese - Hugo
En İyi Senaryo : Woody Allen - Midnight In Paris
En İyi Yabancı Dilde Film : A Separation - İran
En İyi Animasyon : The Advantures of Tintin
En İyi Orjinal Şarkı : Masterpiece - W.E.
En İyi Orjinal Müzik : Ludovic Bource - The Artist
En İyi TV Dizisi (Drama) : Homeland
En İyi TV Dizisi (Komedi) : Modern Family
En İyi Erkek Dizi Oyuncusu (Drama) : Kelsey Grammer - Boss
En İyi Kadın Dizi Oyuncusu (Drama) : Claire Danes - Homeland
En İyi Erkek Dizi Oyuncusu (Komedi) : Matt LeBlanc - Episodes
En İyi Kadın Dizi Oyuncusu (Komedi) : Laura Dern - Enlightened

Geçen yıl ki gibi oscara aday olan izlediğim filmlerle ilgili yorumlarımı ve tahminlerimi ekleyeceğim inşallah. Bakalım bu defa ne kadarı tutacak ;))

15 Ocak 2012 Pazar

Misafir Soframız

Soğuk ve miskin bir Pazar gününden merhabalar :) Dışarısı buz gibi, akşam hafif kar atıştırdı ama tutmadı malesef.. Kartopu oynayabileceğimiz günlerin hayalini kuruyorum, bakalım ne zaman..
Dün akşam çok sevdiğimiz değerli misafirlerimiz vardı yemekte.. Bizde elimizden geldiğince iyi ağırlamak için çaba gösterdik. Sizin için birkaç foto ve tarif verebilirim diye düşündüm.. Hadi başlayalım ;)
Masada baş köşede eşimin aldığı nergisler, öyle güzel bir koku yaydılar ki salonumuza oda parfümleri kesinlikle yarışamazzz..
Masının  fotoğraflarını misafirlerimiz gelmeden önce çektiğimden birkaç bişey eksik tabii.. Özellikle salatayı solmasın diye en son karıştırır ve sofraya getiririm mesela. Menümüzde neler vardı? 
- Mercimek Çorbası : Bence en az rsikli çorba, eğer misafirlerinizin neyi sevdiğini çok iyi bilmiyorsanız kesin mercimek çorbası yapın derim, zira sevmeyen/yemeyen kişi sayısı çok azdır sanırım..
- Zeytinyağlı Enginarlı İç Bakla : Risk grubu biraz yüksek aslında, herkes bakla sevmeyebilir, ama ben bu riski aldım ve 10 kişilik gruptan 1 kişi çıktı yemeyen.. Fena olmadı yani sonuç ;)
- Fırında Hasanpaşa Köfte : Köfte de risk grubu çok düşük bir yemek bence. Kırmızı et sevmeyenlerin bile tercihidir köfte.. 
- Sebzeli Pilav : Hmm, başkalarını bilmiyorum ama ben bayılıyorummm :)
- Zeytinyağlı Yaprak Sarma : İşte buna kimsenin diyecek lafı yoktur herhalde, bide anne eli değmişse, süpper olur.. Annem sağolsunn :))))
- Cevizli Havuç Tarator : Köfte-pilav gibi kuru yemeklerin yanında mutlaka yoğurtlu bişey ararım ben. Sanırım herkesi kendim gibi sanıyorum ki, menüde hemen yerini aldı bu salata da..
- Mısırlı Mevsim Salata : Konserveler sağlığa zaralı mı değilmi tartışmasına girmeyeceğim ama konserve mısırı ben kaşık kaşık bile yiyebilirim. Yeşil salata da bayılıyorum kullanmaya..
- Karışık Lahana Turşusu : Bu da anne eli değmiş olanlardan, kışın çorbanın yanında olmazsa olmaz gibi bişey..
- İncir Dolması : Bu tamamen benim uydurduğum basit bişey.. Aslında başka yapanlar mutlaka vardır. Çok lezzetli acayip enerji verici, hele bir de incir Aydındansa hmmmm ;)
- Final yine annemden şerbetli bir tatlı.. Cevizli burma derler ama her yörede farklı olabilir adı..

Annemlerle aramızda 1 saatlik yol var, bazen daha yakın otursaydık keşke diyorum ama hemen arkasından o zaman hiç yemek yapmayı öğrenemezdim sanırım diyorum ;) Annemi arayıp .... abiler bize yemeğe gelecekler epeydir görüşmüyorsunuz, sizde gelin babamla dediğimde annem önce tamam, bi babanla konuşalım dedi. Biraz sonra beni arayıp tamam biz geliyoruz, ben yaprak sarma, tatlı felan yaparım sen gerisine yoğunlaş dedi.. Acil servis gibiler hemencik, annelerin hakkı ödenmez wallai :) Ama benimkisi bir başka, evlenmeden önce hiç yemek yapamayı bilmeyişim de bu yüzdende sanırım, meyvemiz bile önümüze hazır gelirdi..
İşte menüden anne eli değenler, bir de tatlı var ama onun fotoğrafını çekmeyi unutmuşum..
Gelelim benim elim değenlere ;)
Ana yemekte pilavda, hasan paşa köfte de utandırmadı beni, epey lezzetliydi :) Tariflerini vereceğim yakında. Havuç taratora ise bayıldılar, daha önce cevizlisini yememmişler hiç.. Allahım iyiki yemek blogları var dedim içimden ;) veee Aydından gelen incirlerimizden yaptağım aparetifte çok ilgi gördü, ee malzeme güzel bi kere fazla söze ne gerek ;)
Yemekten sonra 3 demlik çay demledim, sohbet muhabbet o kadar güzeldi yani ;) Çay - çerez derken 12 de gitti misafirlerimiz.. Bizde 4 de yatabildik ancak, o yüzden bugün tembellik günümüz olarak ilan ettik eşimle, şimdi kahve içip film izlicez.. İşte böyle, keyifli bi haftasonu oldu, bir önceki postta güzel haftasonu dilekleriniz için çooook teşekkür ederim. Şimdi enerji depolayalım, bugünü değerlendirelim bakalım, malum yarın Pazartesi..
Hepinize iyi Pazarlar ve de iyi haftalar şimdideeeeenn :)

13 Ocak 2012 Cuma

İyi Haftasonları


Sanırım bugün biraz renkli biraz siyah-beyaz bir gün oldu benim için. umarım haftasonu rengarenk geçer.. İyi tatiller herkese..

11 Ocak 2012 Çarşamba

Gülerken Düşünelim :)

Karikatürler çok hoşuma gitti :) Aslında gerçeği yansıtıyor, biraz can sıkıcı ama yine de komik :))
İnsan gerçekten bu kadar bağımlımıyız yaa bilgisayarlara diye geçiriyor içinden ama şuanda  onun sayesinde ulaşıyorum sizlere?
Eskiden odaya kapatılmak ceza iken şimdi mükafat oldu sanırım :) Çocukları odasından çıkarabilmek zor olsa gerekk..
Yaa çok acımasız sanki bu karikatür ama blogger u her açtığımda bende ne kadar yorum gelmiş, ne kadar izleyen var diye aynı hisse kapılıyorum wallai!
Hmm, ben bu işe acayip kızıyorum.. Gerçekten gidip top oynasalar hareket olur en azından, sağlıkları açısından da daha iyi olur ama evde bu şekilde oynanan oyunlara karşıyım ben..
Bizim zamanımızda karneden biz sorumluyduk gerçekten, şimdi çocuklarımızı korucaz derken olayı abartıyormuyuz acaba ?
Veee son olarak çağımızın sorunu şişmanlık.. Teknoloji geliştikçe biz tembelleşiyoruz, tembelleştikçe de şişmanlıyoruzz :(  Bende balık eti olanlardanım, umarım bu raddeye hiç gelmem ama iki resim arasındaki fark gerçekten can yakıcı..

Sanırım bu kadar kara mizah yeter bugün içinn ;)
Sevgiler..

Agva'da Bir Haftasonu, Süper Olur Değil mi?

Bu harika tatil fırsatını kaçıramazdım, umarım bana çıkar diyorum ama rakiplerimi de arttırıyorum böylelikle biliyorum.. Sevgililer günü için güzel bir hediye almaya/vermeye ne dersiniz? Beyaz Ev Agva bizi düşünmüş ve çok hoş bir çekiliş yapmış, 14 Şubat-14 Nisan tarihleri arasında 1 gece konaklama hediye ediyorlar.. Süper değilmi? İlgilenenler hemen Girls on Blog a koşuyorrr :)



10 Ocak 2012 Salı

Bu Defa Kazanan Sibel-ish Oluyor !!

Merhabalar, kitap çekilişine katılan herkese kocaman bir özür borçluyum.. Çeşitli sağlık problemlerim nedeniyle bu çekiliş biraz gecikti malesef :( Bu zamana kadar film izle den herhangi bir seste çıkmadı, söz verdiğim üzere çekilişi tekrar ediyorum. Bu defa random orgla yaptım bu işi, ama diğer çekiliş yöntemi daha keyifli gerçekten, sonraki çekilişlerde yine öyle yapabilirim ;)


Çekilişe katılan 17 kişi arasından bakalım şanslı kim olmuşş?

11 Sibel-ish'e gidiyor kitaplarr! Umarım bu defa sorun çıkmaz.. Sevgili Sibel-ish yarın sabah 09:00'a kadar bana ulaşmanı rica ediyorum, aksi halde yine çekiliş olacak..

Sevgilerimle..

4 Ocak 2012 Çarşamba

Kitap Çekilişi - Filmizle Dikkatine!

Selamlar.. Biliyorsunuz kitaplarım için bir çekiliş düzenlemiştim ve kazanan talihliyi de çekiliş ile geçen hafta Cuma günü belirlemiştik.. Filmizle adı ile yorum bırakan kişi kazanmıştı, bana ulaşması için bekliyorum, adresini versin ki göndereyim diye. Ama malesef hala bana ulaşmadı, işin kötü tarafı beni,m ona ualaşabileceğim bir mail adresi falan da yok :( Cuma gününe kadar beklemeye karar verdim, eğer hala bana ulaşmaz ise haftasonu yeni bir çekiliş yapacağım ve kitaplar yerine ulaşacak umarım..

1 Ocak 2012 Pazar

Funny Frame'den Yeniyıl Hediyelerim :)

2012'nin ilk gününden merhaba :) Yeniyıla kuzenlerle birlikte eller havada girdik diyebilirim, keyifli bir akşam oldu ama foto yok maleseff.. Yıla neşe ile girdik umarım tüm yıl ağzımızın tadı bozulmasın ;))
Aslında bu postu yılbaşından önce yapmayı çok istedim fakat bir türlü fotoğraflayamamıştım.. Yılbaşı öncesi sevgili Hayat Melodisi nin başlattığı hediye çekilişinde bana Belçikadan Ülkü hanım çıkmıştı. Kendisine hediyeyi gönderirken posta kaybolmaz, umarım eline ulaşır diye diye bir hal olmuştum. Neyseki kendisine ulaştı nacizane hediyem :) 
Benim hediyemde taaa Anakaralardan bana geldi, inanılmaz mutlu oldum :) Nasıl değişik bir duygu anlatamam, hem tanımadığınız bir insana hediye gönderiyorsunuz, hem de hiç tanımadığınız bir insandan hediyeler alıyorsunuz :) Yeni yılda yeni arkadaşlar edinmiş olmama ve bu blogun bana şehirlerarası böyle bir şans vermiş olmasına şükrediyorummm ;) tabiki organizasyonu yapan Gülinime de ayrıca teşekkür ediyorumm..
Gelelim Şeyda hanımın bana gönderdiği birbirinden şık birbirinden güzel hediyelerimeeee ;)
Harika bir kapı süsü, Şeyda hanım kendisi yapmış.. Ben bayıldım, renkler yılbaşı konseptine uygun ve güzek dileklerini göndermiş, çoook teşekkürler gerçekten.. Yalnız ben kıyamadım kapının dışına asmaya, iç tarafa astım biz görelim hep diye ;)
Ve canlı renkleri sevdiğimi anlamış olmalı ki çok şeker bir oje göndermiş bana, rengi tam benlik :) Kışın vazgeçilmezi dudak balmı ile birlikte şık bir küpe çıktı hediye paketinden.. yuppi hediyelerim şahane :)
Yılbaşı kartı fikri ise çok yaratıcı bence, güzel dileklerini balon üzerine yazıp göndermiş.. Çok değişik geldi bu fikir bana,  ilerleyen zamanlarda bende kullanabilirim belki, tabii kendisinin izniyle ;)
Birbirinden güzel bu hediyeler için bir kez daha teşekkür ederim Şeyda hanım.. Dilerim yeni yılda herşey gönlünüzce olurrr :)


Sevgilerimle..